Progesteron hormonu nedir?
Çoğu iç organın çalışması ve düzenlenmesi için diğer organlarla iletişim sağlaması gerekir. Söz konusu iletişim, hormonlar aracılığıyla sağlanır. İnsan vücudunda 50’den fazla hormon vardır ve hepsi farklı görevlere sahiptir. Bu hormonlardan biri olan progesteron hormonu, steroid yapıda bir cinsiyet hormonudur ve kandaki kolesterol kullanılarak üretilir. Her ne kadar kadınlık hormonu olarak bilinse de, erkeklerde de çok az miktarda sentezlendiği ispatlanmıştır.
Progesteron hormonu nedir?
Progesteron hormonu, kabaca kadınları hamilelik dönemine hazırlayan bir hormondur ve sağlıklı, üreme çağındaki bir kadında her ay döngü halinde yumurtalıklar tarafından salgılanır. Progesteron, adet döngüsünün ortasında bir yumurta bırakıldığında yani yumurtlama döneminde üretilir. Progesteron, döllenmiş bir yumurtanın (embriyonun) rahim duvarına yapışmasını veya tutunmasını sağlamak için endometriumu (rahim duvarını) kalınlaştırmaya başlar. Diğer bir deyişle, rahim duvarını embriyonun gelişimi için, bir yatak gibi hazırlar. Fakat yumurta uygun süre içerisinde döllenmezse, vücut progesteron salgılamayı azaltır ve rahim duvarı parçalanarak atılır, yani adet kanaması (menstrüasyon) gerçekleşir. Eğer bir embriyo rahim zarına tutunursa, yine hormonlar yoluyla, yumurtalığa haber ulaştırılır ve sonuç olarak yumurtalık sekiz hafta boyunca progesteron üretir. İlk sekiz haftadan sonra, hamileliğin kalan süresi boyunca progesteron üretimini plasenta üstlenir.
Çalışmalar, progesteron hormonunun sadece yumurtalıklarda ve plasentada değil, aynı zamanda merkezi sinir sistemi (MSS) ve böbrek üstü bezlerindeki adrenal kortekste de sentezlendiğini göstermiştir. Bununla birlikte, hem erkeklerin hem de kadınların bu hormonu sentezlemesi, bu hormonun fonksiyonlarının sadece kadınların üreme sistemi ile sınırlı olmadığını gösterir. Örneğin, güncel çalışmalarla progesteron hormonunun merkezi sinir sisteminde nöroproteksiyon (sinir hücrelerinin korunması), nöromodülasyon (sinir hücrelerinin modifiye olması), miyelinasyon (sinir hücrelerinin bazılarının üzerini hızlı iletimi sağlayan miyelin kılıf denen bir kılıf ile kaplanması), nörogenez (öncül hücrelerden sinir hücresi gelişimi), nöroplastisite (beyin hücrelerinin yeni bağlantılar geliştirmesi) ve ruh hali ile ilgili çeşitli üreme dışı fonksiyonları düzenlediği de kanıtlanmıştır. Bu nedenle, progesteronun sentezlenmesi, metabolize edilmesi ve merkezi sinir sistemi üzerindeki etkilerini yerine getirmesi göz önüne alındığında bu hormona aynı zamanda nörosteroid denmesi de uygun olur.
Sağlıklı bir hamileliğin oluşması için progesteronun belirli bir seviyede olması gerekir. Özellikle, kısırlık teşhisi ya da tedavilerinde progesteron değerlerinin tayini oldukça önemlidir. Bu nedenle, bazen doktorlar anne adaylarından progesteron testi isteyebilir. Bu test, kandan bakılır ve sağlıklı bir kadında aşağıdaki değerler arasında yer almalıdır:
- Menopoz sonrası ve adet döngüsünün başlangıcındaki kadınlarda 1 ng/mL veya altında,
- Adet döngüsünün ortasındaki kadınlarda 5 ila 20 ng/mL arasında,
- Hamileliğinin ilk trimesterinde (üç aylık dönem) olan kadınlarda 11.2 – 90 ng/mL arasında,
- Hamileliğinin ikinci trimesterinde olan kadınlarda 25.6 – 89.4 ng/mL arasında,
- Hamileliğinin üçüncü trimesterinde olan kadınlarda 48.4 – 42.5 ng/mL arasında olmalıdır.
Progesteron yüksekliği belirtileri nelerdir?
Progesteron hormonu, hamileliğin ilk üç ayında hızla yükselmeye başlar. Vücut bu değişikliğe adapte olana kadar anne adaylarında birtakım şikayetler gözlenebilir. Bunun haricinde progesteron, konjenital hiperplazi gibi adrenal bez ile ilgili problemlerde, vücutta östrojen seviyesinde azalma gözlendiğinde ya da oral ve transdermal alınan progesteron ilaçlarının çok fazla kullanımında da benzer etkiler gözlenebilir. Progesteron bir takviye nedeniyle aşırı yükselmişse bir süre sonra seviyesi kendiliğinden azalır.
Hafif progesteron yüksekliği belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
- Uyuşukluk hissi,
- Halsiz uyanma,
- Göğüslerde hassasiyet,
- Mide bulantısı,
- Kilo alımında dalgalanma (genellikle 3-5 kg arasında hafif ağırlık artışı),
- Hafif depresyon,
- Hafif baş dönmesi,
- Şişkinlik,
- Bacaklarda rahatsızlık veya ağrı,
- Vücudun su tutması,
- Kaygılı ya da gergin hissetmek,
- Libido değişiklikleri (genellikle cinsel dürtü azalır).
Progesteron hormonu yan etkileri nelerdir?
Progesteron yukarıda sayılan nedenler haricinde (gebelik, adrenal hiperplazi vs.) kendiliğinden aşırı yükselmez. Fakat progesteron eksikliği, kısırlık ya da tüp bebek tedavilerinde progesteron hormonu içeren ilaçlar reçetelenir. Bunun haricinde, riskli ya da daha önceden düşük yapmış gebelerde, düzensiz adet kanamaları olan kadınlarda ve polikistik over sendromlu hastalarda progesteron hormonu takviyesi gerekebilir. Bu ilaçlar oral, enjeksiyon ya da transvajinal (vajina içerisine yerleştirilen) fitil olarak reçetelenebilir. Progesteron hormonu içeren ilaçların kullanımı bazı özel sağlık problemleri bulunan kişilerde risklidir.
- Doktorun kontrol etmediği anormal vajinal kanama,
- Meme kanseri riski ya da geçmişi,
- Karaciğer hastalığı,
- Geçmiş yıllarda geçirilen felç, kalp krizi veya kan pıhtılaşma sorunları yaşayan hastalarda progesteron hormonu kullanımı tehlikeli olabilir. Bu hastalar, progesteron hormonu kullanmadan önce muhakkak doktorlarına bilgi vermelidir.
Progesteron hormonu aşağıda sıralanan yan etkilere sahiptir. Bu yan etkiler hafif ve geçicidir. Eğer belirtiler çok ciddiyse ve geçmiyorsa doktorunuza danışmanız gerekir:
- Baş ağrısı,
- Göğüs hassasiyeti veya ağrısı,
- Mide ağrısı,
- Kusma,
- İshal,
- Kabızlık,
- Yorgunluk,
- Kas, eklem veya kemik ağrısı,
- Ruh hali değişiklikleri (sinirlilik ya da aşırı endişe gibi),
- Burun akıntısı, hapşırma ve öksürük,
- Vajinal akıntı,
- İdrar yapmada sıkıntı gibi idrar yolları sorunları.
Bunun haricinde progesteron hormonunun çok ender de olsa, daha ciddi yan etkileri gözlemlenebilir. Bu belirtilerden birini gözlemlediğinizde acilen sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekir:
- Memede yumru oluşumu,
- Şiddetli migren, baş ağrısı ve dönmesi,
- Yavaş ya da zor konuşma,
- Kollarda ve bacaklarda zayıflık ya da uyuşma,
- Koordinasyon eksikliği veya denge kaybı,
- Nefes darlığı,
- Hızlı nabız ya da keskin göğüs ağrısı,
- Kan tükürme,
- Bacak şişmesi veya ağrısı,
- Görme kaybı, bulanık ya da çift görme,
- Şişik gözler,
- Beklenmedik vajinal kanama,
- Kontrol edilemeyen el titremesi,
- Nöbet (epilepsi krizi),
- Mide ağrısı veya şişmesi,
- Depresyon,
- Kurdeşen, deri döküntüsü, kaşıntı,
- Nefes alma veya yutma zorluğu,
- Yüz, boğaz, dil, dudaklar, gözler, eller, ayaklar, ayak bilekleri veya alt bacakların şişmesi,
- Ses kısıklığı.
Progesteron hormonu düşüklüğü nedir?
Progesteron hormonu, gebelik için temel hormonlardan biri olduğundan progesteron hormonu düşüklüğünde hamilelik büyük olasılıkla gerçekleşmez. Bir kadın vücudunda döllenme sağlıklı bir şekilde gerçekleşse de progesteron hormonu yetersiz olduğunda rahim duvarı yeterince kalınlaşmaz. Bu yüzden döllenen yumurtanın rahim duvarına tutunması mümkün olmaz ve gebelik sağlıklı şekilde sürdürülemez. Progesteron hormonu düşüklüğü, gebelerde düşük riskine ve kanamaya sebebiyet verebilir.
Hamile olmayan kadınlarda ise progesteron hormonu düşüklüğü belirtileri şu şekilde sıralananbilir:
- Adet döngüsü düzensizliği,
- Baş ağrısı veya migren,
- Çeşitli ruh hali değişiklikleri (anksiyete veya depresyon gibi),
- Düzensiz adet kanamaları (Adet döngüsü düzensizliğiyle birlikte bazı durumlarda çok az, bazı durumlarda şiddetli kanama gözlemlenebilir).
Progesteron ve östrojen birbirlerine karşıt çalışan hormonlar olduğu için kadın vücudunda progesteronun az olduğu durumlarda östrojen baskın hale gelebilir. Bu durumda menopozda da gözlenen bazı belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtilerden en önemlileri;
- Kilo alımı,
- Fibrokistik memeler ve göğüslerde hassasiyet,
- Azalmış libido (cinsel dürtü),
- Miyomlar,
- Safra kesesi sorunları olarak sıralanabilir.
Kaynak Bilgisi : MedicalPark