Göz sulanması nasıl geçer?

Gözlerde hijyenin sağlanması, toz ve yabancı cisimlerin uzaklaştırılması ve yağ oranının korunması için vücut tarafından sürekli olarak gözyaşı üretilir. Normal şartlarda üretilen gözyaşı gözün olması gereken nem seviyesini korumasını sağlar ve damlamaya neden olmaz. Fakat çeşitli nedenlere bağlı olarak gözyaşı üretimi arttığında veya gözyaşının gözlerden drenajı etkilendiğinde göz sulanması sorunu ortaya çıkabilir. Halk arasında oldukça yaygın şekilde görülen göz sulanması genellikle ciddiye alınmamasına karşın bazı göz hastalıkların veya alerjilerin habercisi olabilmektedir. Gün içerisinde ağlama veya acı hissetme gibi bir etkene bağlı olmaksızın sürekli olarak gözlerden yaş gelmesi sorunu yaşayan bireylerin mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurarak detaylı bir göz muayenesinden geçmesi gerekmektedir. Sulanmaya neden olan sorunlar belirlendikten sonra çoğu durumda basit tedaviler yardımıyla bu sorun tamamen ortadan kaldırılabilmektedir.

Göz sulanması neden olur?

Gözyaşı, vücutta göz sağlığına çok önemli işlevlerin yerine getirilmesini sağlayan bir salgı türüdür. Gözyaşı bezleri tarafından salgılanan bu sıvı gözü enfeksiyonlara karşı korurken kuruluğu, yabancı cisimlerin göz içerisinde kalmasını ve göz tabakalarının zarar görmesini önler. Aynı zamanda bağışıklık sisteminin de bir parçası olan gözyaşı salgısı üst göz kapaklarının derisinin altında bulunan bezler tarafından yapılır. İçeriğinde su ve tuz bulunan gözyaşı, gözler her kırpıldığında buradan gözün tamamına yayılır. Gözde bulunan diğer bezler ise gözyaşının çok hızlı buharlaşmasını önleyen ve gözün kendine has kaygan yapısının elde edilmesini sağlayan yağlar üretir. Gözyaşı kanalları yardımıyla boşaltılan gözyaşı buharlaşarak kayboldukça gözyaşı üretimi devam eder. Herhangi bir nedene bağlı olarak gözyaşı üretiminin artması durumunda göz sulanması sorunu ortaya çıkar. Göz sulanması sorunu genellikle herhangi bir tedavi gerektirmez ve kısa bir süre içerisinde kendiliğinden çözülür. Ancak bu durum zaman içerisinde iyileşmeyerek kronik bir hal alırsa bir göz hastalığı söz konusu olabilir ve tıbbi destek alınmalıdır. Zahmetli tedavi süreçleri gerektirmeyen bu problemde bir uzmandan destek alındığı takdirde tedavi başarısı da oldukça yüksektir.

Göz sulanması belirtileri nelerdir?

Göz sulanması oldukça basit şekilde fark edilebilen bir sağlık sorunudur. En belirgin semptomu kişide üzülme, ağlama veya soğuk algınlığı, ağrı gibi durumların varlığı söz konusu olmadığında dahi gözlerde damlayacak ve yüze akacak miktarlarda gözyaşı salgılanmasıdır. Bu durum günde bir veya birkaç kez olabileceği gibi gün içerisinde sürekli tekrarlayarak günlük yaşamı zorlaştıracak boyutlarda da olabilir. Göz sulanması birkaç gün veya hafta içerisinde kendiliğinden kaybolduğu için genellikle medikal tedavi gerektirmez. Sorunun bir sağlık kuruluşuna başvurmayı gerektirecek boyutta olduğunu işaret eden semptomlar ise şunlardır:

  • Görüşün azalması ve bulanık görme
  • Göz çevresinde ağrı ve şişlikler
  • Gözde yabancı bir madde bulunması hissi
  • Gözlerde sürekli devam eden kızarıklık sorunu
  • Gözlerin açılıp kapatılması esnasında acı hissetme
  • Gözlerde yaralanma ve çizilmenin fark edilmesi
  • Göz sorunlarına şiddetli baş ağrılarının eşlik etmesi
  • Göz çevresinde morarma
  • Gözden kan sızıntısı
  • Burun ve sinüsler etrafında ağrı hissiyatı

Yukarıdaki semptomların bulunduğu bireyler göz sulanmasının kendiliğinden iyileşmesini beklemeksizin derhal sağlık kuruluşlarına başvurmalıdır. Gözlerde yabancı cisim varlığı, kuruluk veya gözyaşı kanallarına ilişkin sorunlar bulunduğu takdirde bunların bir an önce tedavi edilmesi, kalıcı göz hasarlarının önlenebilmesi açısından büyük bir öneme sahiptir.

Göz sulanması nedenleri nelerdir?

Kişi kendini duygusal hissettiğinde, çok fazla güldüğünde, öksürme, hapşırma, esneme ve güçlü tat duyumları gibi hallerde gözlerin sulanması doğal ve geçicidir. Fakat bu gibi nedenlerin yokluğunda gözden yaş gelmesi, göz sulanması sorunu anlamına gelir. Göz sulanmasının en yaygın görülen nedeni göz kuruluğudur. Göz kuruluğunda gözde yeterli miktarda su, tuz ve yağ bulunmadığından veya bunlar bir denge içerisinde olmadığından sürekli gözyaşı üretilmesi gerekir ve bu da sulanmayı beraberinde getirir. Bunun haricinde göz sulanmasının en yaygın nedenleri arasında şunlar yer alır:

  • Soğuk algınlığı ve sinüzit
  • Göz yorgunluğu
  • Tozlu, kirli, rüzgarlı, çok soğuk veya çok güneşli ortamda bulunmak
  • Duman ve parlak ışık gibi çevresel faktörler
  • Konjonktivit
  • Alerjiler
  • Gözyaşı kanallarındaki tıkanıklıklar
  • Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri
  • Kemoterapi ve radyasyon içeren kanser tedavileri
  • Gözlerdeki çizilme ve yaralanmalar
  • Göz kapağının içe veya dışa dönük olması (entropiyon ve ektropiyon)
  • Göze yabancı cisim kaçması, kimyasal madde ve gözlerde yaşarmaya neden olabilecek gazların gözle teması
  • Göz kapağı iltihabı (blefarit)
  • İçe dönük kirpik sorunu (göze kirpik batması – trikiyazis)

Göz sulanması teşhisi nasıl konulur?

Yukarıda verilen ciddi semptomların bulunduğu hastalar ile bu semptomların görülmemesine karşın göz sulanması sorunu birkaç haftadan daha uzun süredir devam etmekte olan bireyler göz hastalıkları kliniklerine başvurarak uzman bir hekimin muayenesinden geçmelidir. Muayene esnasında hekim tarafından göz sulanması sorununun ne kadar süredir devam ettiği, günün hangi zamanlarında ve hangi eylemler sırasında artıp azaldığı, kişide ve ailesinde herhangi bir kronik hastalığın bulunup bulunmadığı ve sürekli kullanılan ilaçlar hakkında sorular sorulur. Bu şekilde tıbbi öykü alındıktan sonra fiziksel muayeneye geçilir. Hekim tarafından ışık altında inceleme ve çeşitli cihazların kullanımı ile gözde herhangi bir lezyon, enfeksiyon, ektropiyon (göz kapağının dışa dönmesi) ve entropiyon (göz kapağının içe dönmesi) durumunun olup olmadığı araştırılır. Hekim tarafından gerekli görülmesi halinde anestezi altında gözlerin daha detaylı bir şekilde incelenmesi gerekebilir. Ayrıca herhangi bir tıkanıklık durumunun olup olmadığının araştırılabilmesi için göz içerisindeki drenaj kanallarına problar yerleştirilebilir. Gözden verilen sıvının hastanın burnundan gelip gelmediğine bakılarak tıkanıklıklar tespit edilebilir, ardından gözyaşı kanalına bir boyar madde enjekte edilip tıbbi görüntüleme teknikleri yardımıyla tıkanıklığın yeri tam olarak belirlenebilir. Tüm bu işlemlerin ardından göz sulanmasına neden olan sorunlar kolaylıkla teşhis edilir ve tedavi süreci başlatılır.

Göz sulanması tedavisi nasıl yapılır?

Çoğu göz sulanması olgusu sağlık kuruluşlarına başvurmayı gerektirecek boyutlara ulaşmaz ve göz temizliğine dikkat edilerek kısa bir süre içerisinde iyileştirilebilir. Bu sorunu yaşayan kişilerin birçoğu göz sulanması nasıl geçer ve tedavisi nasıldır gibi soruların yanıtını aramaktadır. Kendiliğinden iyileşmeyen göz sulanması olgularında muayene ile sulanmaya neden olan sağlık sorunu kolaylıkla teşhis edilebilir ve tedavi planı buna göre gerçekleştirilir. Göz kuruluğu sorunu olan kişilerde düzenli olarak suni gözyaşı kullanımı önerilebilir. Bu sayede gözlerdeki kuruma sorunu ortadan kalkacağından gün içerisinde gözden yaş gelmesi sorunu ortadan kalkacaktır. Kuruluğun yanı sıra gözde veya göz kapaklarında herhangi bir enfeksiyonun tespit edilmesi halinde hekim tarafından göz damlaları, oral antibiyotikler ve antibiyotik içerikli merhemler reçetelendirilebilir. Göz kanallarında tıkanıklık söz konusu olduğu durumlarda tıkanmaya neden olan etkene yönelik bir tedavi planı yapılır. Nadir de olsa gözyaşı drenaj kanallarının onarımı veya yeni bir kanalın oluşturulması gibi amaçlarla dakriyosistorinostomi ve benzeri cerrahi operasyonlar gerekebilmektedir. Bunun haricinde önerilen ilaçların kullanımına ek olarak kişilerin günde birkaç kez göze ıslak havlu veya pamuk yardımıyla sıcak kompres uygulaması tıkanmış gözyaşı kanallarının açılmasına yardımcı olur. Alerjinin söz konusu olduğu durumlarda antihistaminik içerikli ilaç ve göz damlaları önerilebilir. Bunun yanı sıra alerjiye neden olan etkenlerin belirlenebilmesi ve bunlardan uzak durulabilmesi amacıyla alerji testleri de uygulanabilir.

Eğer sizde de göz sulanması sorunu mevcut ise ve göz temizliğinize dikkat etmenize karşın uzun süredir herhangi bir iyileşme olmadıysa bir sağlık kuruluşuna başvurarak göz muayenesinden geçmenizde fayda vardır. Olası göz hastalıklarınızın erken dönemde teşhis edilmesini sağlayarak bir an önce tedavi olabilir, bu sayede gözlerinizde kalıcı hasarların oluşumunun önüne geçebilirsiniz.


Kaynak Bilgisi : MedicalPark

Özel Başak Tıp Merkezi - Cilt (Deri) kanseri nedir? Cilt kanseri belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? - Rahim (Uterus) kanseri belirtileri nelerdir? - Mesane kanseri nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? - Kolon (Bağırsak) kanseri nedir? Kolon kanseri belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? - Böbrek kanseri nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? - ALS hastalığı nedir? Belirtileri ve süreci - Lösemi (Kan kanseri) nedir? Belirti ve tedavi yöntemleri nelerdir? - Çocukların yaz tatili sevincini arttıracak etkinlikler! - En iyi dostlarımız evcil hayvanlar -