Çayın faydaları ve zararları nelerdir?
Çay dünyada sudan sonra en fazla tüketilen içecek olmasıyla beraber, dünya ülkeleri arasında da, kişi başına düşen miktar açısından en fazla Türkiye’de içilir. Bu yazıda, sizler için çayın faydaları ve zararları bilimsel verileriyle birlikte sunulmuştur. Keyifli okumalar dileriz.
- İçindekiler
- Çayın faydaları
- Çayın zararları
Çayın faydaları
Çay, içerdiği antioksidan özellikleri ile insan vücudu üzerinde birçok olumlu etkiye sahip olabilir. Bu etkiler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
1. Çay kalp sağlığı için faydalı olabilir
Siyah çay, kalp sağlığına faydalı olan flavonoid adı verilen bir antioksidan grubu içerir. Çayla birlikte flavonoidler sebze, meyve, kırmızı şarap ve bitter çikolatada bulunabilir. Flavonoidleri düzenli olarak tüketmek, yüksek tansiyon, kolesterol ve trigliserit seviyeleri veya obezite gibi kalp hastalığı için birçok risk faktörünün azaltılmasına yardımcı olabilir.
Randomize kontrollü bir çalışma, 12 hafta boyunca siyah çay içmenin, trigliserit değerlerini %36, kan şekeri seviyelerini %18 oranında azalttığını ve LDL/HDL plazma oranını %17 oranında düşürdüğünü bulmuştur. Bir başka çalışmada ise günde üç bardak siyah çay içenlerin kalp hastalığı geliştirme riskinde %11 azalma olduğu bulunmuştur.
Çay kan basıncını düşürmede de etkili gözükmektedir. Randomize, kontrollü bir çalışmada, altı ay boyunca günde üç fincan siyah çay içenler, plasebo grubuna kıyasla sistolik ve diyastolik kan basıncında önemli bir azalma göstermiştir.
2. Çay bağırsak sağlığını iyileştirebilir
Siyah çayda bulunan polifenoller, iyi bakterilerin büyümesini teşvik ederken, Salmonella gibi kötü bakterilerin büyümesini engelleyerek, sağlıklı bir bağırsak dengesinin korunmasına yardımcı olabilir.
Ek olarak siyah çay, zararlı maddeleri öldüren ve sindirim sisteminin iç yüzeyini onarmaya yardımcı olan bağırsak bakterilerini ve bağışıklığı arttıran antimikrobiyal özellikler içerir.
3. İnme Riskini Azaltmaya Yardımcı Olabilir
Siyah çay üzerinde yapılan çalışmalardan çıkan diğer bir ilginç sonuç ise inme riskini azalttığıdır.
10 yıldan uzun süre, 74.961 kişi izlenen bir çalışmada, günde dört veya daha fazla fincan siyah çay içenlerin, çay içmeyenlere göre %32 oranında daha düşük inme riskine sahip oldukları bulunmuştur.
Farklı çalışmaların değerlendirildiği bir araştırmada ise, günde üç fincandan fazla çay (siyah veya yeşil çay) içen bireylerin, günde bir fincandan daha az çay içenlere kıyasla %21 oranında azalmış inme riskine sahip olduğu bulunmuştur. Bu sonuçlar gözlemsel çalışmalardan geldiği için, doğrulanması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
4. Çay kan şekeri seviyesini düşürebilir
Siyah çay, vücutta insülin kullanımını arttırmaya yardımcı olduğu bulunan moleküller içerdiğinden, tatlandırılmamış olarak içildiğinde kan şekeri üzerinde olumlu olan etkiler keşfedilmiştir.
Hücreler üzerinde, laboratuvar ortamında yapılan bir çalışmada, çayın ve bileşenlerinin insülin arttırıcı özellikleri incelenmiştir. Sonuçlar, siyah çayın insülin aktivitesini 15 kattan fazla arttırdığını göstermiştir. Ayrıca, çayda bulunan epigallokateşin gallat adı verilen bir bileşiğin insülin seviyelerini iyileştirdiği bulunmuştur.
5. Çayda bulunan bileşenler kanser hücreleri üzerinde etkili olabilir
Laboratuvar ortamında yapılan bir çalışmada, çaydaki polifenollerin kanser hücreleri üzerindeki etkileri analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda siyah ve yeşil çayın kanser hücresi büyümesini düzenlemede ve yeni hücre gelişimini azaltmada rol oynayabileceğini gösterilmiştir.
Bir başka çalışmada ise siyah çaydaki polifenollerin meme kanseri üzerindeki etkileri analiz edilmiştir. Siyah çayın, hormona bağlı meme tümörlerinin yayılmasını engellemede yardımcı olabileceği gösterilmiştir.
Siyah çay ve kanser hücreleri arasındaki bağlantıyı daha net bir şekilde belirlemek için, insanlar üzerinde yapılacak daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
6. Odaklanmayı Arttırabilir
Siyah çay, uyanıklığı ve odağı arttırabilen kafein ve L-theanine adlı bir molekül içerir. L-theanine beyindeki alfa aktivitesini arttırırken, gevşeme ve daha iyi odaklanma sağlar.
Çayın zararları
Her gıdada olduğu gibi çayı da fazla tüketmek birtakım olumsuz etkilere neden olabilir. Herkesin metabolizması, genetik yatkınlığı ve alıştığı beslenme düzeni farklı olduğu için, çayın olası yan etkilerinden farklı dozlarda etkilenebilir. Bir başka deyişle, bazı insanlar 3 bardak çaydan sonra bazı yan etkileri yaşamaya başlarken, bazıları 5 bardak çaydan sonra yaşamaya başlayabilir. Bu nedenle kendinize neyin iyi geldiğini kendiniz denemeniz gerekmektedir.
1. Düşük demir emilimi
Çay, tanen ya da tannik asit adı verilen bir bileşik sınıfı açısından zengin bir içecektir. Tanenler, besinlerde bulunan demire bağlanarak sindirim sisteminden demirin engellenmesine neden olabilir. Bunun sonucunda, vücudunuzda demir eksiliği yaşanabilir. Dünyada gözlenen en yaygın mineral eksikliklerinin başında demir eksikliği gelir. Bu nedenle, düşük demir seviyeleri olanlar çay tüketimine dikkat etmelidir. Özellikle kahvaltıyla birlikte çay içtiğinizde, yediğiniz besinlerdeki demirin faydasını daha az görebilirsiniz.
Çalışmalar, hayvansal gıdalar içerisinde bulunan demirin çay içerisinde bulunan tannik asitle daha az etkileşim içerisinde olduğunu gösteriyor. Buna karşın bitkisel kaynaklardan elde edilen demirin emilimi tanenler tarafından daha fazla engelleniyor. Bu nedenle, vejetaryen hatta vegan diyet uygulayanların, ne kadar çay tükettiğine daha çok dikkat etmesi gerekiyor.
Çayın içerdiği tannik asit miktarı, çayın türüne ya da nasıl demlendiğine göre değişmekli birlikte, genel kanı 3 fincandan az çayın insanlar için güvenli olduğu yönündedir. Düşük demir miktarına sahipseniz ancak yine de çay içmekten hoşlanıyorsanız, ekstra bir önlem olarak öğünler arasında çay içebilirsiniz. Böylelikle yemek saatlerinde alınan demirin engellenmesi olasılığı azalacaktır.
2. Artan kaygı, stres ve huzursuzluk ve azalan uyku kalitesi
Çay yaprakları, doğal olarak kafein içerir. Aşırı kafein tüketiminin uykusuzluğa neden olduğu birçok kişi tarafından bilinse de, stres, kaygı ve huzursuzluk duygularının kafeinden kaynaklanabileceği çok az insan tarafından bilinmektedir. 240 ml. büyüklüğünde sıvı alan bir fincana konulan çay, demleme yöntemine göre 11 ila 61 mg. arasında kafein içerebilir.
Siyah çaylar, yeşil ve beyaz çeşitlerden daha fazla kafein içerir ve çay ne kadar uzun süre demlenirse, kafein içeriği de o kadar yüksek olur. Her ne kadar bazı insanlar kafeine diğerlerinden daha duyarlı olsa da, çalışmalar günde 200 mg’ın altındaki dozların sayılan bu negatif etkilere neden olmadığını göstermektedir.
3. Baş ağrısı
Aralıklı kafein alımı belirli baş ağrısı tiplerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Bununla birlikte, kronik olarak kullanıldığında, tam ters etkiler gösterebilir. Nedeni açıklanamayan kronik baş ağrılarında kafein tüketimi göz önünde bulunmalıdır. Bu nedenle çay ya da kahve gibi kafein içeren içecekler bir süre azaltılıp ya da kesilip durumun iyileşip iyileşmediği kontrol edilebilir.
4. Hamilelik komplikasyonları
Hamilelik sırasında çay gibi kafein içerek içeceklerin yüksek miktarda tüketilmesi düşük ve düşük bebek doğum ağırlığı gibi komplikasyon riskini arttırabilir.
Hamilelik sırasında kafeinin tehlikeleri hakkındaki veriler hala tam olarak belirlenmemiştir. Yine de hamilelik sırasında günlük kafein alımını 200 mg’ın altında tutmak faydalı olabilecek bir önlemdir.
Hamileyseniz ve kafein veya bitkisel çay alımınızla ilgili endişeleriniz varsa, sağlık uzmanınıza danışmalısınız.
5. Sindirim sistemi üzerindeki etkileri
Çay her ne kadar bağırsak sağlığına faydalı olsa da, özellikle aç karnına tüketilmesi bazı insanlarda bulantıya ve mide yanmasına neden olabilmektedir. Çayın olası zararlarının farkında olarak kendi alımınızı sınırlandırabilir, diyetinizde gereken ayarlamaları yapabilirsiniz.
Sağlıklı günler dileriz.
Kaynak Bilgisi : MedicalPark