Böbrek iltihabı nedir?
Halk arasında böbrek iltihabı terimi; böbreğin herhangi bir kısmının bilinen sistemik bir hastalığa veya etkene (herediter, multisistemik, ilaçlar, infeksiyonlar vb) bağlı veya hiçbir etken gösterilemeden vücudun savunma hücreleri tarafından işgal edilmesi ve buna bağlı ortaya çıkan hastalıklara verilen genel isimdir. Bu hastalıkları böbreğin tutulan bölgesine bağlı olarak 3 ana başlıkta tanımlayabiliriz:
- Glomerülonefritler (halk arasında ‘nefrit’ olarak adlandırılır).
- Pyelonefrit (böbreklerin tutulduğu idrar yolu enfeksiyonu)
- Tubulointertisyel nefrit (çoğu zaman ilaçlara- ağırlıklı olarak penisilinler başta olmak üzere antibiyotikler ve ağrı kesicilere- bağlı olarak gelişen ve genellikle fark edilmeden kendiliğinden iyileşen böbrek iltihaplarıdır)
Belirtileri nelerdir?
Glomerülonefritler yani nefritler; kendilerini idrarda kan veya protein görülmesi, çay veya kola rengi idrar yapma, kanda böbrek fonksiyonunun kabaca göstergeleri olan üre, kreatinin gibi maddelerin yüksekliği, vücudun değişik bölgelerinde şişlik (ödem), kan basıncında artış (hipertansiyon), kan yağlarında artış (kolesterol veya trigliserid yüksekliği), idrarın köpüklenmesi veya idrar miktarında azalma ile gösterebilir.
Pyelonefriti (böbreklerin tutulması) olan hastalarda; idrar yaparken yanma, ağrı, ateş, titreme, bel ağrısı veya bulantı-kusma görülür.
Tubulointertisyel nefritler ise kendilerini ateş, vücudun özellikle göğüs kısmı ve kolların üst dış kısımlarındaki kaşıntılı döküntülerle gösterirler.
Nedenleri nelerdir?
Glomerülonefritlerin bir kısmı; besin, sarmaşık veya polen alerjisine, ilaçlara, romatolojik hastalıklara, enfeksiyonlara veya bazı kanserlere bağlı gelişebileceği gibi, birçoğunda da herhangi bir neden tespit edilemez.
Pyelonefrit; genellikle idrar yollarından E. Coli başta olmak üzere bakterilerin böbreğe ulaşmasıyla ve nadiren de kan yoluyla olur.
Tubulointertisyel nefritler; genellikle penisilinler başta olmak üzere antibiyotiklere, iç maddesi parasetamol olmayan ‘non-steroid antienflamatuar’ ağrı kesicilere bağlı görülür, daha az sıklıkla da pyelonefrit atakları sonrası ortaya çıkar.
Kimlerde görülür, kimler daha yatkındır?
Glomerülonefritlerin belirli tipleri özellikle belli yaş gruplarındaki kadın veya erkek hastalarda yoğun olarak görülmekle birlikte, her yaş grubunda karşımıza çıkabilir. Boğaz veya cildi streptokoklarla enfekte olup tedavi olmayanlar, intravenöz (damar içine) ilaç veya uyuşturucu alışkanlığı olanlar, romatizmal kalp kapak hastaları, sigara kullananlar ve SLE (Lupus) başta olmak üzere belirli romatolojik hastalığı olanlar belirli glomerülonefrit tiplerinin gelişimine daha yatkındır.
Pyelonefrit, her yaş ve cinste görülmekle birlikte; kadınlar, prostat ve taş hastaları başta olmak üzere idrarın rahat yapılmasını engelleyen hastalar, idrar yollarındaki fonksiyonel veya anatomik bozukluklara bağlı idrar kesesinden böbreklere geri idrar kaçıran (vezikoüreteral reflü) hastalar, daha önceden böbrek yetmezliği bulunanlar, böbrek nakli hastaları ve idrar sondası takılan hastalar pyelonefrit gelişimine daha yatkındır.
Tubulointertisyel nefritler her yaş ve cinste görülebilir. Özellikle hekim kontrolü dışında antibiyotik ve ağrı kesici kullananlarda görülme olasılığı daha sıktır.
Genetik midir?
Glomerülonefritler; alport sendromu veya heredofamilyal amiloidoz (Ailevi Akdeniz Ateşi) gibi belli tipleri dışında genellikle genetik geçişli hastalıklar değildir. Pyelonefrit ve tubulointertisyel nefrit de genetik hastalıklar değildir.
Tetikleyici unsurlar var mıdır?
Streptokoklara bağlı boğaz ile cilt enfeksiyonu geçiren ve tedavi almayanlarda, genç yaş erkeklerde sıklıkla görülen post streptokoksik glomerülonefrit gelişir. Yine intravenöz ilaç veya uyuşturucu alışkanlığı olanlarda, yeterli tedavi almayan romatizmal kalp kapak hastalarında stafilokoksik veya streptokoksik enfeksiyonlar tetikleyici unsurlardır. Sigara içimi özellikle Wegener Granulomatozis hastaları için tetikleyici bir faktördür.
Pyelonefrit için özellikle kadınlarda menopoz, erkeklerde prostat büyümesi, taş hastalığı, idrar yollarının fonksiyonel ve anatomik bozuklukları, bağışıklık sistemindeki bozukluklar ve özellikle hastane yatışları sırasında takılan idrar sondaları tetikleyici unsurlardır.
Tübülointertisyel nefritler için hekim bilgisi dışında gereksiz yere içilen antibiyotik ve ağrı kesiciler en büyük tetikleyici unsurlardır.
Böbrek iltihabı kişinin yaşam kalitesini, sosyal yaşamını nasıl etkiler?
Tüm bu hastalıkların çok hafif seyreden ve rahatlıkla tedavi edilebilen tipleri olabileceği gibi diyaliz, böbrek nakli ve hatta hastanın kaybına yol açabilecek tipleriyle hastalıklar geniş bir yelpazede seyreder. Hastalığın ağırlığıyla paralel olarak yaşam kalitesini ciddi şekilde bozup, sosyal yaşamını negatif anlamda etkileyip, ciddi iş gücü kaybına yol açabilirler.
Kaynak Bilgisi : MedicalPark